Sayfalar

ღ Hoşgeldiniz ღ

10 Haziran 2014 Salı

Haziran


Oldum olası sevmem yazları. Hep bir hüzün barındırır, o " sıcak " güneşinde. Hep bir ayrılık taşır, o " tatlı " rüzgarları... Sözde tatil mevsimidir yaz, ama bu kocaman bir yalan.
Olsa olsa ayrılık mevsimi, özlem mevsimi olur yazdan. Kimini sevdiğinden ayırır, kimi eşinden, kimini dostundan... Kimden ya da neyden bilemem, ama illa ki ayırır. Hele o Haziran yok mu,
o Haziran... Bütün ayrılıkların başlangıcıdır! Hatırlayın, daha minicikken; henüz mavi önlükle okul sıralarında otururken, birden ayırmaz mıydı bizi oyun arkadaşlarımızdan? Minicik 
omuzlarımıza, kocaman yükler koymaz mıydı?

             

Hani bir filmde diyor ya Edward Norton; bir tümörüm olsa, adını Marla koyardım... İşte benim Marla'm da Haziran. Ama bence bir tümörle kısıtlanmamalı, elimde olsa bugüne kadar
düşen her uçağın adını Haziran koyardım. Kaza yapan her bir aracın, tarlalara dadanan her bir böceğin, bir insanın kalbini kıran herkesin ve her şeyin, yaşanmış ve yaşanacak olan her bir
doğal afetin, insan kulağını tırmalayan her bir sesin ve daha milyonlarca sevimsiz şeyin adı Haziran olurdu. Hatta TDK'ye başvuru yapar, " Sevimsiz " kelimesini ve daha nicesini değiştirirdim.
Hepsini tek bir kelime altında toplardım, Haziran! 



Saydığım her şeyi ve hatta çok daha fazlasını yapsam, yine yetmez. Yine dinmez öfkem ve yine ödeşmiş sayılamayız O'nunla... Bizden aldıklarının, benden çaldıklarının yanında; bu ne ki?
Tecavüze uğramış bir kadına, merak etme; o artık parmaklıklar ardında, demek gibi bir şey bu...